Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Karar: Uyuşmazlık, süre bitimi nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde 16.05.2013 ve 07.06.2013 günlü noter ihtarları ile taraflar arasındaki kira akdinin 01.07.2013 tarihinde sona ereceğinin ve akdin yenilenmeyeceğinin davalıya bildirilmesine rağmen davalı tarafça kiralananın tahliye edilmediğinden bahisle kiralananın tahliyesini talep etmiştir. Davalı vekili ihtarların süresinde çekilmeyip tahliye şartlarının gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddini savunmuş, mahkemece çekilen her iki ihtarnamenin de süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davada dayanılan ve hükme esas alman 01.07.2008 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiralanan konut olarak kullanılmak üzere davalıya kiraya verilmiştir. Bu niteliği itibariyle sözleşme Türk Borçlar Kanunu’nun konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin hükümlere tabidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunumun 347. maddesi hükmü gereğince konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez.
Uyuşmazlıkta Türk Borçlar Kanunumun genel hükümlerine ilişkin maddelerin uygulanma olanağı yoktur. Davacı dava dilekçesinde konut ve çatılı işyerlerinin tahliyesini düzenleyen TBK 350, 351, 352. maddelerinde yazılı herhangi bir tahliye nedenine dayanmadığından davanın bu nedenle reddi gerekirken yanılgıya düşülerek feshi ihbar sürelerine uyulmadığından bahisle ret kararı verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK’nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.