MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, davalının 10 yıllık süreden fazla kiracı olduğunu, davacı …’ in oğlu …’ ın işyeri ihtiyacı olduğunu, davalı hakkında başlatılan icra takibi ile kiracının temrrüde düştüğünü ve iki haklı ihtarın da oluştuğunu ileri sürerek; öncelikle temerrüt ve iki haklı ihtar nedeniyle olmak üzere, diğer taleplerin araştırılmasına gerek olmadan kiralananın tahliyesini istemiştir.
Davalı; tüm taleplerin reddini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iki haklı ihtarın oluştuğu gerekçesiyle kiralananın tahliyesine, diğer taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına incelenmesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun terditli dava başlıklı 111. maddesinde “(1) Davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik-ferîlik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır.
(2) Mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz. ” düzenlemesi bulunmaktadır.
Terditli davalarda, davacı iki ayrı talepde bulunur, ancak bu taleplerini terditli (kademeli) olarak yapar. İlk önce asıl talep hakkında karar verilmesini ister, yardımcı talebini ise, asıl talebin reddedilmesi ihtimali için yapar.
Somut olayda mahkemece terditli davalardan iki haklı ihtar nedeniyle tahliye kararı verilmiş, diğer 3 tahliye talebinin yerinde olmadığından davanın reddine karar verilmiş ve davalı da kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine 3 ayrı vekalet ücreti takdir edilmiş ise de; HMK 111/2 uyarınca davacının fer-i taleplerinin de incelenerek davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlere hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince vekalet ücretine hasren davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.